Genel Psikoloji / Ruhbilim + Davranış Bilimleri

Psikoloji, davranışlar ve zihinsel süreçler ile birlikte bunların altında yatan nedenleri inceleyen bilim dalıdır. Hem insanlar hem de hayvanlar üzerindeki çalışmaları kapsar. Kısaca Psikoloji, insan davranışlarının altında yatan temel nedenleri bulmaya çalışan bilimsel çabaya verilen addır. Psikoloji, bir tek kişi veya bir tek davranışla ilgilenmez. Bireyin içinde yaşadığı toplum karmaşıklaştıkça, bireyin davranışlarını inceleyen psikoloji biliminin katkısı da o derece önem kazanır.
Bir toplumun en önemli serveti, hazinesi o toplumun insanlarının zihin gücü, zekâ ve yetenekleridir. Doğumundan ölümüne kadar birey olarak yaşantısını sürdürdüğü toplumda, sosyal ilişkiler ve iletişimler yumağı ve odağı içinde bulunan insan, psikoloji biliminin yardımıyla önce kendini sonrada diğer insanları tanıyarak, çok yönlü ve karmaşık yaşam biçimini yönlendirme durumundadır


Bireyin psikoloji biliminin temel kavramlarını bilmesinin hem kendisine hem de içinde yaşadığı topluma getireceği yararları iki temel grupta toplayabiliriz. Birincisi, kendi davranışlarının nedenlerini daha iyi anlamaya dayanan yararlar; ikincisi de toplum olarak daha sağlıklı ve demokratik bir düzen oluşturmayı kolaylaştıran yararlardır. Psikoloji insan davranışlarının bilim olduğundan, bireyin değişik türden davranışlarını daha iyi anlayabilme olanağı verir. Böylece birey, kendi davranışlarının nedenleri konusunda daha bilinçli bir insan olur. Bu şekilde bir eş, ana-baba, öğretmen, yönetici veya işveren daha sağlıklı davranma olanağına sahiptir. Demokratik bir sistemle idare edilen bir toplumun vatandaşı, kendi bilgi ve görgüsü çerçevesinde doğru seçimlerde bulunabilir. Bilinçli seçmen kitlesi demokratik rejimin en güçlü teminatıdır.
Psikoloji genç bir bilim olduğu ve insan davranışı gibi biyoloji, fizyoloji, kimya ve diğer bilimlerin süreçlerini içine alan son derece karmaşık bir konuyu incelediği için, fiziksel doğayı konu edinen uzun bir geçmişe sahip bilimlerin ulaştığı kesinliğe ulaşamamıştır. Bu nedenle aynı davranış olgusunu açıklayan birbirinden farklı psikolojik yaklaşımlar vardır. Davranış bilimleri Türkiye’nin üzerinde özellikle durması gereken bir konudur.
2. DEĞİŞİK YAKLAŞIM TÜRLERİ

         Psikolojinin belli başlı beş farklı yaklaşımı vardır. Yaklaşımları incelerken, biri ‘doğru’ diğeri ‘yanlış’ biçiminde bir yorum içine girmek doğru değildir. Nörobiyolojik yaklaşım (neurobiological approach) davranışı, insanın içinde yer alan fizyolojik ve nörolojik süreçlere dayanarak inceler. Davranışsal yaklaşım (behaviorial approach), aynı davranışı bedenin içinde ki hiçbir sinirsel oluşuma değinmeden, uyarıcı ve tepki kavramıyla açıklar. Bilişsel yaklaşım (cognitive approach) davranışta ki kişinin amaçları ve beklentileri yönünden inceler ve daha çok bilişsel (zihinsel) süreçlere önem verir.

Nörobiyolojik Yaklaşım  (Neurobiological Approach)

Beyinde oluşan sinirsel süreçler belirli bir düzen izleyerek kaslara geçer ve gözlenebilen davranışlar halinde dışarı yansır. İnsan beyni 13 milyarı aşkın sinir hücresi ve bağlantılardan oluşur. Beynin işleyişiyle ilgili bilgilerimiz, hayvanlar üzerinde yapılan deneysel araştırma bulgularına olduğu kadar, trafik kazalarından sonra yapılan beyin ameliyatlarında yapılan gözlemlere dayanır.

Beynin değişik bölgeleri birbirinden farklı işlevler görürler. Korteks olarak adlandırılan Beyin kabuğu, çoğu kere saldırgan eğilimleri sınırlama ve ket vurma gibi bir işlev görür. Beyin kabuğu entelektüel faaliyet içinde bulunan eğitilmiş kişilerde daha çok gelişir ve bu nedenle, yüksek eğitim görmüş kişilerde saldırgan davranış daha azdır.

Davranışı Nörobiyolojik süreçlerle açıklayanlar, kişinin salgı bezlerinin çalışmasını, kanın kimyasal yapısını ve bireyin beslenme düzenini de açıklamalarına temel etken olarak alırlar. Örneğin havanın basıncındaki, ısısındaki veya nemindeki değişiklikler, vücutta ki nörokimyasal olayları etkiler ve davranışta nörokimyasal değişiklikler kendini gösterir. Bizim ‘bahar yorgunluğu’ dediğimiz ruh halinin altında iklimle ilgili faktörler yatar.

Davranışsal Yaklaşım  (Behaviorial Approach)

         Psikoloji bireyin düşünme ve anlama yeteneklerini ön plana almıştır. İçebakış (introspection) yöntemini kullanan o devrin psikologları, düşüncenin yapısını anlamaya çalışıyordu.

Davranışsal (behaviorial) yaklaşım, bireyin gözlenebilen ve dolayısıyla ölçülebilen davranışlarını incelemeyi psikolojinin tek bilimsel yöntemi olarak savunur. Davranışsal yaklaşım, uyarıcı-davranış (U-D) psikolojisi olarak da bilinir.  Uyarıcının cinsi, şiddeti ve tekrarı ile davranışın türü, kuvveti ve frekansı arasındaki ilişkiyi inceler. Ayrıca, davranışı pekiştiren ödüllendirme koşullarını da ele alır.

Uyarıcı-davranış psikolojisi organizmanın içinde olup biten biyolojik veya bilişsel süreçlerle ilgilenmez. Amacı çevredeki uyarıcı koşullarla, ortaya çıkan davranış arasındaki ilişkiyi incelemektir. Öğrenme süreci çevredeki ödüllendirme (reaward) koşullarıyla açıklanır.

Günümüzde psikologlar, bilişsel (zihinsel/cognitive) süreçleri hesaba katmadan, yalnızca nesnel çevre koşullarıyla U-D yaklaşımı içinde, bireyin davranışlarını açıklamanın olanaksız olduğumu düşünürler.

Bilişsel Yaklaşım  (Cognitive Approach)

Bilişsel oluşumlar (cognitive processes) deyince akla algılama, bellek ve düşünme gibi zihinsel bilgi işlem süreçleri gelir. Bu süreçleri kullanarak birey kendisi ve çevresi hakkında yeni bilgiler edinir, eski olayları hatırlar, ortaya çıkan sorunları çözer ve gelecekle ilgili planlar yapar. Algılama, bellek ve bilgi işlem süreçlerini inceleyen dala Bilişsel Psikoloji (cognitive psychology) adı verilir.

Bilişsel Psikoloji zihinsel süreçleri incelerken deneysel yöntemler kullanmaya özellikle dikkat eder. Nesnel yöntemlerle deneysel olarak bireyin zihninde yer alan bilişsel süreçleri inceler, bireyin dış dünyayı nasıl içselleştirip ‘iç dünya’ olarak temsil ettiğini anlamaya çalışır.

Psikoanalitik Yaklaşım

         Her bireyin kendi geçmişini inceleyen vaka çalışmaları (case studies) yöntemini kullanır. Freud’a göre, insanoğlunun doğuştan getirdiği iki temel kuvvetli eğilim vardır: Cinsellik (sexuality) ve Saldırganlık (agression).

Toplum tarafından hoş karşılanmayan cinsiyet ve saldırganlık duyguları Bilinçaltına (subconscious) itilirler, çünkü bu düşünce ve istekleri sürekli bilinçte tutmak bireyde gerginlik ve rahatsızlık yaratır. Bilinçaltına itilmiş arzuların farkında olamayız, ancak onlar bizim davranışlarımızı etkilemeye devam ederler. Psikoanalitik yaklaşım dil sürçmesi, unutmalar, hatalar ve buna benzer davranışların bilinçaltındaki isteklerin ifadesi olarak kabul eder. Bilinçaltına itilme zorunda kalan istekler orada kaybolup gitmezler: şu veya bu biçimde toplumca kabul edilebilen davranış kılıfına bürünerek (sanat, bilim, spor gibi alanlarında) kendilerini ifade ederler.

Fenomenolojik Yaklaşım

         Fenomen (phenomenon) kendini ve dış dünyayı kendine özgü bir biçimde algılayan kişinin Öznel yaşantısı’na (subjective experience ) verilen isimdir. Fenomenolojik yaklaşım, bireyin davranışlarını anlayabilmek için, onun kendine özgü algılayışı ve yaşantısını bilmemiz gerektiğini savunur.

         Bilişsel yaklaşım bireyin bilişsel süreçlerini deneysel yoldan incelemeyi amaçlar: duyum, algılama, bellekle ilgili süreçler, düşünme, problem çözme vb. gibi alanlarda düzenli ve deneysel gözlemlerle insan zihninin işlevsel (fonksiyonel) bir modelini oluşturmaya uğraşır. Fenomenolojik yaklaşım bireyin öznel yaşantısına önem verir, onun dışında başka hiçbir veri tanınmaz.

         İnsanı anlayabilmek için, onun yaşamında neyin anlamlı olduğunu, neyi gerçekleştirmeye çalıştığını, bir başka deyişle onun fenomenini anlamamız gerekir. Bireyin davranışı dış ve iç çevre koşullarıyla mekanik bir biçimde oluşmaz. Birey, içinde bulunduğu çevre koşullarında o anda ne gibi davranış seçenekleri olduğunu görür ve birini seçer. Bireyin seçme özgürlüğü, seçeneklerinin farkında oluşu insan ve hayvan arasında ki en belirgin farklılığı oluşturur. İnsan davranışını denetleyebilen özgür bir yaratıktır. İnsanoğlu seçme özgürlüğü sürekli kendini gerçekleştirme (self actualization) yönünde kullanır. Bireyin temel doğasını Freud’un öne sürdüğü gibi biyolojik yapıyla toplum yapısının çatışması değil, kişinin kendi tüm potansiyelini gerçekleştirmek, geliştirmek ve yaşamını anlamlandırmak çabası oluşturur.

3. BİLİMSEL PSİKOLOJİNİN KAPSAMI

Psikolojinin Tanımı, ilk ‘insan zihninin yapısının incelenmesi’ biçimindeydi. İnsan zihninin gözleyebilmenin olanaksızlığı karşısında bunalan ilk psikologlar, John B.Watson’un önderliğinde psikolojiyi ‘gözlenebilen davranışların bilimsel incelenmesi’ biçiminde tanımlamışlardır. Onlara göre psikoloji, ancak diğer doğa bilimlerinde kullanılan deneysel yöntemle bilimselliğe kavuşur.

Bilgi işlem (information processes) mühendisliğinin geliştirdiği kavramların yardımıyla, 1960’lardan bu yana insan algılaması, bellek süreçleri ve düşünme gibi zihinsel işlevleri inceleyen Bilişsel (zihinsel/cognitive) psikoloji ortaya çıkmıştır.

Modern psikoloji günümüzde, ‘davranışı ve davranışın altında yatan süreçleri bilimsel olarak inceleyen çalışma alanları’ olarak tanımlanır. Bilişsel (zihinsel) süreçleri doğrudan gözleme olanağı yoktur; organizmanın davranışları gözlenerek yada nörolojik bulgular kullanılarak onların varlığı saptanır.

Psikolojinin Alanları

İnsan yaşamının değişik yönleri psikolojinin değişik alanlar geliştirmesine yol açmıştır.

# Deneysel Psikoloji

Psikolojinin her alanında deney yapılır, ancak psikolojinin tarihsel gelişmesinden doğan nedenlerle, bazı çalışma türleri deneysel psikoloji (experimental psychology) olarak bilinir. Deneysel psikologlar, belirli bir davranışı etkileyen çevre koşullarını ve uyarıcıları ayrıntılı bir biçimde tanımlayıp ölçerek, uyarıcının hangi davranışı, nasıl ve ne derecede etkilediğini bulmayı amaçlar.

         Tarihsel gelişimi içinde ele alındığında yapabileceğimiz en belirgin gözlem şudur: Deneysel psikoloji, değişik çevre koşullarının davranışı nasıl etkilediğini hayvanlar üzerinde yaptığı araştırmalarla bumlaya çalışır.

# Fizyolojik Psikoloji

Genel anlamda tanımlandığında, biyolojik süreçlerle davranış arasında ki ilişkiyi inceler. Duyu organlarının yapısı ve işleyişi, kana karışan hormonların fizyolojik sisteme ve dolayısıyla davranışa olan etkisi de inceleme konusu içine girer.

         Psikofarmakoloji adıyla son yıllarda gelişen bir dal alınan değişik ilaç türleri ile bireyin duygu, düşünce ve davranışı arasındaki ilişkiyi inceler. Psikofarmakoloji, fizyolojik psikolojisinin bir alt dalıdır.

# Gelişimsel Psikoloji

         Bireyin kronolojik yaşıyla onun davranışının türü arasındaki ilişkiyi inceler. Duyu organlarının yaşın ilerlemesine paralel olarak nasıl geliştiği, konuşma gibi oldukça karmaşık önemli bir davranışın, hangi yaş aşamalarında ne gibi gelişim basamakları gösterdiği gelişim psikologlarının üzerinde çalıştığı sorunlara örnektir.

Gelişimsel (developmental) psikolojinin diğer bir konusu da çocuğun içinde bulunduğu çevre özellikleriyle onun geliştirdiği davranış türleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Günümüzde gelişim psikolojisi çocuğun gelişimi ile ilgilendiği kadar, yaşlılık konusuyla da ilgilenir.

# Kişilik Psikolojisi

Bireylerin kendilerine özgü davranış, düşünce ve duygu biçimleriyle ilgilenir. Davranış, düşünce ve duygu özelliklerini incelemeyi üstlenip, kişiliğin nasıl ortaya çıktığını araştıran kişilik (personality) psikolojisi, kişiliğin yapılaşmasını etkileyen değişkenleri çeşitli boyutlarda inceler.

# Sosyal Psikoloji

         Bireylerin birbirleriyle etkileşimini inceleyen psikoloji dalına sosyal (social) psikoloji adı verilir. Sosyal psikolojinin araştırma kapsamı içine, kişilerin birbirlerini algılamasında etkisini gösteren önemli değişkenler olarak tutumlar, kişisel çekicilik, uyma, itaat (obedience-boyun eğme), sosyal normlar, ikna etme ve edilme ve benzeri gibi konular girer.

# Bilişsel Psikoloji

         Algılama, düşünme, hatırlama ve unutma, problem çözme ve dil davranışının altında yatan süreçler konusunda yapılan araştırmalar bilişsel (zihinsel/cognitive) psikolojinin kapsamı içine girer.

# Klinik ve Danışmanlık Psikolojisi

         Eşler arası doyumsuzluk, sağlığı korumamak gibi sorunları araştırmak ve bireye düşünsel, duygusal ve davranışsal düzeyde yardımcı olmak, çevresiyle daha uyumlu bir ilişki kurmasını sağlamak, klinik (clinical) psikolojinin amaçları içine girer. Danışmanlık (counseling) psikolojisi ise, bireyin kendi yaşamının değişik yönleriyle ilgili kararlar vermesine yardımcı olabilecek bilgi ve yetenekleri bireyde geliştirmeyi amaçlar.

# Okul ve Eğitim Psikolojisi

         Hangi konu kime ve nasıl öğretilmelidir? sorusuyla okul ve eğitim (educational) psikolojisi ilgilenir. Psikolojinin bu dalı, psikoloji biliminin bulguları çerçevesinde, okul ortamını ve eğitim sürecin, en etkin düzeye getirmeyi amaçlar.

# Endüstri Psikolojisi

         Endüstriyel (industrial) psikoloji belirli bir işe, en uygun kişiyi veya belirli bir kişiye en uygun işi seçmeyle ilgilenir. Endüstriyel psikolog, hem araştırmayla hem de uygulamayla ilgilenir.

Endüstri kuruluşunda çalışan bireylerin işten doyum almalarını sağlamayı ve üretimde verimlilik düzeylerini yüksek tutabilmeyi amaçlayan çevresel, psikolojik ve sosyal düzenlemeler getirir.

Yeni Gelişen Psikoloji Alanları

          Adalet Psikolojisi (forensic psychology), yasaların hem yapımı hem de uygulanmasın yönleriyle ilgilenir.

Yapay Zeka (artificial intelligence) konusuyla ilgilenen psikologlar, bireyin düşünce süreçlerini ve zihninin işleyişini taklit edebilen bilgisayar programları geliştirme çabası içindedirler.

Çevre (ecological) Psikolojisi, bireyin veya grubun, davranışını etkileyen çevresel değişkenleri inceler. Çevresel etkenler renk, mekânın boyutları, ısı, ışık gibi fiziksel değişkenler olabilir.

Sağlık (health) Psikolojisi, Modern tıp içinde bio-psiko-sosyal model gelişmiş ve
medikal biyolojinin yerini almıştır. Sağlık psikolojisi yeni geliştirilen bio-psiko-sosyal modelin bir bölümünü oluşturur. Görevleri, 20.yy son çeyreğinde elde edilen araştırma bulguları ışığında, davranış değişiklikleri yapmaktır. Bunlar,
   - Sağlığı korumak,
   - Sağlığı geliştirici davranış ve yaklaşım biçimleri geliştirmek,
   - Hastalıklardan korumak ve hızla iyileşmek,
   - Sağlık bakım sistemlerine işlerlik kazandırmaktır.

Sağlık, ‘hasta yada sakat olmama hali değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik hali’ olarak tanımlanır.

Spor Psikolojisi, yeni gelişen bir psikoloji alanıdır. Sportif etkinlikler, sporcu hazırlanması vb. gibi alanlarla ilgilenir.

4. ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

          Giriş,  Bilimsel yöntem, verileri toplayışı ve analiz edişi yönünden diğer bilgi edinme yöntemlerinden ayrılır. Ayırt edici özellikler: Düzenli, Veriye dayanan, Nesnel, Analitik ve Tekrar edilebilir olmasıdır.

Psikolojinin kullandığı değişik yöntemler vardır. Hangi psikolojik araştırma yönteminin kullanılacağı, incelenen konunun türü, psikologun araç ve gereç olanaklarının sınırı ve araştırmanın içinde yapıldığı ortamın koşulları saptar. Günümüzde kullanılan psikoloji araştırma yöntemleri aşağıda açıklanacaktır.

Deneysel Yöntem

          En belirgin özelliği, deney yoluyla değişkenler arasındaki ilişkileri keşfetme çabasıdır. Değişkenler (variable), ‘gözlenebilen ve farklı değerler alabilen özellik’ler olarak tanımlanır.

Deneysel yöntem konuya belirli bir yaklaşım tutumunu belirtir. Değişkenlerin denetim altında tutulabildiği ortamlarda deney yapılır. Deneysel yöntemlerde kullanılan değişkenler bağımsız (independent) ve bağımlı (dependent) değişken olarak iki grupta toplanır.

Deneysel yöntemi kullanılabilme olasılığı olduğu sürece psikologlar bu yöntemi kullanırlar. Fakat deney odasına sokulamayan psikolojik araştırma konuları vardır.

Gözlem Yöntemi

          Observation yöntemi, belirli bir davranış olayını etkilenmeden olduğu gibi gözleyerek daha iyi anlamak için kullanılır. Yapılan gözlem değişkenler arasındaki ilişkiler olduğu sonucuna götürürse, daha ayrıntılı yeni araştırmalar düzenlenir. Gözlem yönteminin verdiği bilgi, bilimsel gelişimin ilk aşamasını oluşturur.

Gözlem aşamasından sonra deneysel yöntem kullanılır. Gözlem yöntemi son derece yoruma açık bir yöntemdir. Gözlemsel deneyin, öznel yorumlara pek açık kapı bırakmayacak biçimde yapılaştırılması önemlidir. Böyle bir yapılaşma gözlemlere nesnellik getirir.

Tarama Yöntemi

          İncelenmek istenen olayı doğrudan gözleme olanağı olmadığı zamanlarda soru listesi aracılığıyla ve mülakat yöntemiyle, dolaylı bir biçimde gözlemlemede bulunulur. Tarama yöntemi (survey method) pazar araştırmalarında, siyasal oyların dağılımının belirlenmesinde, kamuoyu yoklamalarında sık sık kullanılır.

Test Yöntemi

          Önceden koşulları belirlenmiş durumlar yaratarak, bireylerin bu koşullar içinde nasıl davrandığını gözlemek için kullanılan araç veya aygıta, test adı verilir. Günümüzde davranışın hemen hemen her yönüyle ilgili geliştirilmiş testler vardır. Örneğin, tutum testleri, zekâ testleri, yetenek testleri, kişilik testleri, benlik bilincinin türünü inceleyen testler, vb gibi.

Testin içeriği, testin yapısı, testin uygulanması, testin yorumlanışı bu alanın belli başlı yönlerini oluşturur. Her bir alt başlık önemli yöntemsel ve davranışsal sorunlar içerir.

Vaka Tarihçesi Yöntemi

         Bireyin geçmişinde yer alan olayları, betimsel bir biçimde yansıtan Bireysel hikâye’ye Vaka tarihçesi (case history) adı verilir. Vaka tarihçeleri, çoğunlukla geçmişteki olayların hatırlanıp söylenmesi yoluyla oluşturulur. Özellikle Klinik Psikoloji alanında kullanılır.

5. PSİKOLOJİ BİLİMİNİN TÜRK TOPLUMUNDAKİ YERİ

Giriş,  Günümüzde Türkiye üniversiteleri Ortadoğu ve balkan ülkeleri içinde İsrail dışında, en gelişmiş psikoloji bölümlerine sahiptir. Üniversite yönetimini etkileyen ve hangi konulara ne kadar para ayrılacağına karar veren yöneticiler, ders vermenin ötesinde araştırma çabalarına pek zaman ve para ayırmazlar. Bu nedenle Türk psikologları ancak kısıtlı bir biçimde araştırma yapabilir. Bazı bilim adamları kendi kişisel gayretleriyle koşulları zorlayarak, araştırma ve yayın yapabilmekteyse de, Türk psikolojisini modern toplumdaki yerine ulaştıracak güce sahip değildir.

Birey Düzeyinde Psikolojinin Yararları

          Psikoloji alanını inceleyen ve psikolojinin temel kavram ve süreçlerini öğrenen birey kendi davranış, düşünce ve duygularını daha iyi anlama olanağı bulur. Psikoloji biliminin temel kavramlarını anlamış bir Türk insanı, kendi davranışlarını etkileyen iç ve dış etkenlerin daha bilimsel olarak farkında olur.

         Psikoloji biliminin kavram ve süreçlerini bilen kişiler, kendi davranışları üzerinde daha düzenli gözlem yapabilirler. Psikolojinin yöntemleri ve içeriği konusunda bilgisini geliştirmiş bir birey, kendi davranışına önyargılar, kalıplaşmış gelenekler ve görenekler çerçevesinde değil, bilimsel bir yaklaşım içinde bakabilir.

         Psikoloji biliminin içeriğini bilen birey kendi davranış, düşünce ve duygularıyla ilgili bir bilinçlenme düzeyine ulaşır. Bilinçlenme düzeyine ulaşan kimse, yaşamının değişik yönlerini tam anlamıyla yaşayabilme olanağına kavuşur. Daha iyi bir baba veya anne, daha yakın ve doyurucu bir eş olur, mesleğini bir öğretmen, doktor, subay, müdür vb. olarak daha etkin bir biçimde uygular. Bilinçsiz bir kimsenin mutlu bir yaşam gerçekleştirme olanağının, bilinçli kimseye oranla daha kısıtlı olduğunu hepimiz biliriz.

Psikolojinin Grup ve Toplum Düzeyindeki Katkıları

          Türkiye’deki genç evlilerin mutluluğu, iki birey arasındaki ilişkiyi aşıp, aileler arasındaki ilişkiyi de kapsıyor. İki aile arasındaki ilişkiyi iyi yönde geliştirdiğimiz an, çiftler arasındaki evlilik ilişkisi de iyi yönde gelişiyor. Toplumumuzda evlenen çiftlerin aileleri de bir bakıma birbirleriyle evleniyorlar ve ailelerindeki büyükler, çocukların mutluluğundan daha çok, birinci plana, maalesef kendi gurur ve bencilliklerini koyuyorlar.

         Bireyin ve grubun psikolojisini bilen kişi, iyi yönetici olmaya adaydır. Türk toplumu geleneksel, dini bir toplum olmaktan çıkıp laik, modern, endüstriyel bir toplum olma süreci içine girmiş bulunduğundan, grupların çalışmasıyla ilgili bilgi ve teknikler, sosyal yaşamın her yönüyle gerekli olmaya başlamıştır.